Dostoyevski Şansı - Av. Süha Uslu

“Ya yurttaşlarım gibi çılgınca yaşar, sürünürüm, ya da rulette zengin olurum”. Bu cümle Türkçe’ye “kumarbaz” olarak çevrilen Fyodor Mihailoviç Dostoyevski’nin “Igrok” romanından. Romanın baş karakteri Aleksey İvanovic, ekonomik sıkıntılar içerisinde bir yaşam süren kendisini geliştirmiş, bilgili ve zeki birisi. Giriş cümlesinden de anlaşılacağı üzere sıkı bir kumarbaz. Dostoyevski bu şaheserinde, insanların para ve güç hırsını, aşk ve kumar tutkusu üzerinden son derece realist bir bakış açısıyla ele alıyor.

Bu romanın farklı bir özelliği daha var. Dostoyevski, yayınevi ile yaptığı anlaşma nedeniyle bu kitabı sadece 25 günde yazıyor. Bu kadar kısa sürede böyle bir şaheseri yazmak ancak Dostoyevski gibi dahi bir yazarın yapabileceği bir şey olsa gerek. Tabi bir diğer durum da bu kadar kısa sürede bu eseri yazmak zorunda kaldığı gerçeği. Sanırım Dostoyevski iyi bir avukatla çalışmıyormuş.

İşin şakası bir yana, Dostoyevski’nin Kumarbaz’ı kaleme alırken kendi hayatından esinlendiği söylenir. Bazı edebiyat tarihçilerine göre bu görüş çok tutarlı, çünkü Dostoyevski de kumar tutkunu ve bu nedenle hayatı genelde borç içinde geçmiş. Hatta genelde borçlarını ödeyemediğinden, bu yüzden de sürekli alacaklılardan kaçtığından, yakın arkadaşları ile para nedeniyle arasının bozulduğundan bahsedilir.

İnsanlık tarihinin en iyi yazarlardan birisi ile yakın arkadaşsınız, dostsunuz ama size borcunu ödemediği için aranız açılıyor. Atalarımız boşuna mal canın yongasıdır dememiş. Yediği içtiği ayrı gitmediği birisi ile finansal konularda problem yaşamayı kim ister ki! Gerçekten bunu kim ister?

Bu sorunun cevabı çok net, bunu kimse istemez. Ancak yediğinizin içtiğinizin ayrı gitmediği her anınızda sizinle olan birisiyle maddi sorunlar yaşamanız oldukça olası. Hatta bunun bir adı bile var, vergi uyuşmazlıkları. İçtiğimiz kahvede, yediğimiz yemekte, kazançlarımızda veya harcamalarımızda vergi ile karşı karşıyayız.

Daha net bir ifade ile vergi ve ölüm dışında kesin bir şey yok. Kimilerine göre bu söz Benjamin Franklin’e ait. Bazı kaynaklar ise Mark Twain’in söylediğini belirtiyor. Kimi kaynaklar ise Daniel Defoe’u işaret ediyor. Aslında bakarsanız kimin söylediğinin bir önemi yok. Ancak ne söylemek istediğinin bir önemi var. Vergi her zaman hayatımızda.

Vergi bir vatandaşlık ödevi. Böyle ifade edilince genelde “vergi ödemenin” bir ödev olduğu düşünülür. Evet vergi ödemek de vatandaşlık ödevi ancak vergi ödevi yalnızca vadesi gelen vergiyi ödemekten ibaret değil. Doğrusu, hukuka uygun bir şekilde vergisel sorumluluklarını yerine getirmek bir vergi ödevi. Ayrıca vergisini veren her vatandaşın, vergilerinin nasıl harcandığını da takip etmesi bir hak ve bir açıdan da sorumluluk. Vergisiz temsil olmaz sözü de bunu ifade ediyor. Özetle, vergilerinin nasıl harcandığını takip etmek, vergi planlaması yapmak, vergi borcuna itiraz etmek, vergi işlemlerine karşı dava açmak da vergi ödemek kadar kutsal ve değerli.

Dostoyevski’ye geri dönecek olursak dahi yazarın o tarihlerde finansal okuryazarlık kursuna veya bir vergi avukatına ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. Günümüzde ise her vatandaşın, iş insanının, girişimcinin veya şirketin vergi ve finans konularında uzman kişilerin desteğine ihtiyacı bulunmakta. Modern hukuk devletlerinin kompleks yapısı, ekonomik aktivitelerin büyüklüğü ve finansallaşmanın yaygınlığı nedeniyle çoğu zaman vergi ve finans konularında danışmanlık hizmeti almak gerekiyor.

Vergisel sorunların çözümü, vergi teşviki, vergi incelemelerine ilişkin danışmanlık ve vergi davalarının takibi bir vergi avukatının vereceği hizmetlerin başında geliyor.

Dostoyevski’nin belki de avukatına hiç danışmadığı için yayınevi ile yeterince iyi anlaşma yapamaması dünya edebiyatına bir şaheser kazandırmış olabilir. Ancak hepimiz dahi bir yazar ve bu kadar şanslı birisi olamayabiliriz.

Av. Süha Uslu

Hakkında

Avukat Süha Uslu, vergi ve finans alanında avukatlık yapmakta olup ayrıca startup’lara hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Hukuk
04.03.2022